Balık avı turundan öncesi bizim evde, Gönül’ün, Ali ve Burak için özel olarak hazırladığı kahvaltıyı yaptık. Kahvaltıdan sonra, yönümüzü Sulu Adaya çevirip, Palamut sırtısı çekerek yol almaya başladık. Balon Balığı dışında, öğle saatine kadar hiçbir balık oltalarımıza vurmadı.
Öğle molasını, Amerikan Koyunda verdik. Sabahki özel kahvaltıdan sonra, öğle molasında da, sucuk ekmek partisi yaptık. Balık yoktu. Ama keyfimiz yerindeydi. Yemekten sonra bir saat kadar uyuduk. Saat 15.15 de uyandığımızda, mıntıka temizliği yapıp, sahili temizledik. Sahil denizin getirdiği çöplerle kirlenmişti. Çöpleri de yanımıza alarak, Adrasan’a doğru, dip sırtısı çekerek dönüşe geçtik.
Adrasan Fenerinin önünden geçerken, denizde, normalin dışında dalgalanmalar gördük. Son bir haftadır o bölgede, büyük bir balık, iki defa rapalamızı koparmış, iki defa da, beş on dakikalık mücadeleden sonra, rapaladan kurtulmuştu. Hemen, oltaları topladık. Dip oltalarındaki kurşunları çıkardım. Dip rapalalarını, kurşun ağırlık olmadan çekecektik. Tekneyi Hacivat yönüne çevirdim. 5 – 6 mil hızla, dip rapalaları ile sırtı çekerek ilerlemeye başladık. Adrasan Feneri ile Hacivat Burnu arasına geldiğimizde, Burak’ın kaloma, hızla boşalmaya başladı. Beşinci şansımız olmuştu. Dört defa avlayamadığımız balık, oltadaydı. Kalomayı hızla boşaltarak, dalmaya çalışıyordu. Burak’dan, kalomaya ayarını değiştirmeden, mevcut kaloma ile çekmeye çalışmasını istedim. Burak yorulunca, Ali oltayı aldı. Ali oltayı sararken, balık derine kaymaya çalışıyordu. Balık, bu büyük bir Yazılı Orkinos’a benziyordu. Balık oltaya ilk takıldığında, “Wahoo – Ceylan Palamut’u oduğunu düşünmüştüm. Ali yorulunca, oltayı bana verdi. 15 dakika olmuştu. Yazılı Orkinos nispeten yorulduğu için, tekneye yaklaştırmaya başladım. Oltayı tekrar, Ali’ye verdim. Ali, Yazılı Orkinosu teknenin yanına getirdiğinde, kuyruğundan tutarak tekneye aldı. Beşinci denememizde, nihayet bu balık teknedeydi. Peşine düştüğümüz balığı, avlamış olmanın sevincini yaşıyorduk. Başarmıştık.
…